TURİZM GİRİŞ ÇIKIŞLARINI KONTROL
Değerli okurlar geçen gün Almanyanın Münih kentinde günlük birkaç milyon tirajı olan bir gazetenin müdürlerinin
toplantısında aşağıdaki cümlelere şahit oldum.
“Al kız arkadaşını Türkiye’ye git hem tatil yap hem iniş-binişlerde nasıl turiste eziyet edildiğini telefonla konuşur
gibi yap ve videoya al hemen gönder”.
Bunu duyunca bir süre sonra söz aldım ve kendiminde Türkiyeden geldiğini ve ne olduğunu banada söylemelerini rica ettim. Bunun üzerine Yazıişleri Müdürü şöyle söyledi,
“Bize gelen çeşitli bilgi, resim ve videolardan Yunan adaları ile Türk sahilleri arasındaki Feribot seferlerinde yolcular çok uzun süre bekletiliyor, bunun esas sebebi Polis kontrollerinin sadece çok az sayıda görevli tarafından yapılması.
Yolcular arasında Türkiyeye gidip dönen çok sayıda yaşlı/emekli AB vatandaşlarının olması ve gelen birçok şikayet bizi böyle bir bilgilendirme yapmaya zorladı.
Bu durumu hem tespit, hem takip ederek videolarla Büyükelçilik kanalı ile Türk hükumetine bildirme
kararı aldık”.
Bunu duyunca bende böyle bir durumu yakın zamanda yaşadığımı anlattım. Geçtiğimiz Bayramda Midilliden
İzmir Alsancak Limanına dönen Prof. Dr. Aziz Sancar isimli Feribot sadece (2) Polis çalıştığı için 450 kişi (çoğunluğu yaşlı) sokakta gece geç saatlere kadar kuyrukta bekletildi. Çekmiş olduğum resimleride kendilerine gösterdim.
Yunanlılar işin çözümünü bulmuş ve gidişlerde gemiyi hazır tutup iki- üç saat önceden Polis kontrolünü yapıp
yolcuların sıra beklemeden gemiye geçmelerini sağlıyorlar. Yunanistana girişlerde ise AB, Vizeli ve Kapı vizeli olarak yolcuları ayırmış büyük çoğunluk beklemeden geçiyor.
Alman gazetenin yapmak istediği bizim Türk gazetelerin yapamadığı, yani bu durumun videosunu çekip devletin
sorumlularına göndermek ve gelecek şikayetlere göre bilgi vermek.
Gümrüklerde yoğunlaşma, bir zamanlar Kapıkule Gümrük kapısında işçilerin günlerce sıra beklemeleri ile başlamış şimdi benzeri ferbot limanlarında devam ediyor.
Türkiyede turizmin en kötü tarafıdır, buna MUTLAK bir çözüm bulunmalı aksi halde bu dedikodu dönüp dolaşıp
Türkiyedeki turizmi er veya geç vuracaktır.