DEPREM VE SİYASET

 Değerli okurlar böyle bir deprem her zaman ve her yerde olan bir şey değil bu kesin.  

Siyaseti ve depremi asla birbirine karıştırmamak gerekir diye düşünüyorum.

Ama buna rağmen Türkiye’de yaşanan bazı şeyler gerçekten çok tuhaf ve her yerde görülmesi imkansız.

Size bir örnek vereyim; İstanbul’da arkadaşımın biri arabasında sopa ve teneke ile dolaşıyor. Sorduğumda

bir kavga anında kendisini korumak için sopa,  trafik tıkalı olması çok muhtemel olduğu içinde tuvalet için teneke kutuyu kullandığını söylüyor.  

Diğer bir arkadaş belinde mermi dolu Smith&Wesson tabanca ile arabasına biniyor. 

Bunun için birde para verip ruhsat almış.

Trafikte kural ihlali yapmayan hiç yok. Herkes birbirine düşman gibi bakıyor ve patlamaya hazır bomba gibi.

Bir yılda ülkede trafik kazalarında ölen ve yaralanan sayısı gerçekten çok fazla…

Diğer yandan Depreme bakıyorsunuz ”Canlarımızı kaybettik” diyorlar… 

Bu nasıl iştir? Bunlar canlarımız ise, trafiktekiler uzay’dan mı geldiler?

Yabancı mantığı ile baktığınızda ”bunda bir yanlışlık var” dememek elde değil.

Belkide bu bir eğitim eksikliği veya yanlışlığı olabilir… İnsanları ölünce acımak ve sevmek, diğer zaman rakip görmek…

Açık söyleyeyim bu yazdığım durum Avrupa’da da çok konuşulan bir konu çünkü herkese biraz ”ilginç” geliyor.

Diğer yandan Depremin öldürmediği ama çürük yapıların öldürdüğü bir gerçek. Türkiye’nin bir deprem

ülkesi olduğuda yerli/yabancı bilim adamları tarafından açık ve seçik olarak bildiriliyor o zaman artık Siyaset elbirliği ile 

bu imar affı  gibi şeylerin Anayasaya konulup bir daha yapılmamasını acilen hayata geçirmelidir.

Esas hayati sorumluluğun diplomasız Müteahitlere değil, kontrol, mühürlemek ve onaylama yetkisi olanlara verilmesi için 

gerekli kanunlar acilen,  hiç oyalanmadan çıkartılmalıdır.   

Bu gibi kurallar eksiksiz ve acımasız uygulatılmadığı takdirde bu işin sonunun gelmeyeceğide maalesef bir gerçek.