ÇİMENTO FABRİKASINA HAYIR !

Menteşe Kent Konseyi, Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Menteşe Meclisi, Deştin Çevre Platformu, siyasi parti temsilcileri ve çevreci vatandaşlar Deştin Mahallesinde bir araya gelerek basın açıklaması yaptı.
Muğla’nın Menteşe İlçesi Bayır Mahallesi ile Yatağan İlçesi’ne bağlı Deştin Mahallesi’nde yapılacak olan ve Menteşe Belediyesi tarafından da ruhsatı verilen Çimento Fabrikası’na tepkiler sürüyor.
“ON BİNLERCE İNSANIMIZ GEÇİMİNİ BU TOPRAKLARDAN SAĞLAMAKTADIR”
Deştin Çayı Vadisi’ne kurulmuş Esenköy, Şeref, Alaşar, Suluyer ve Deştin köylüleri olarak 1953 öncesi tek bir köy iken günümüzde dört köy muhtarlığı yaşamımızı sürdürmekteyiz. Bu köylerimiz içme ve sulama sularını Deştin Çayımızdan temin ederek kader birliği etmişlerdir. Vadimize kurulu bu dört köyümüz ve bağlı yerleşim alanlarında yaşayan halkımız geçimini tarım ve hayvancılık, ormancılık, arıcılık, çıntar ve kuzugöbeği gibi mantar türlerinden, zeytincilikten sağlamaktadır. Bayır, Akgedik, Karakuyu, Gökpınar ve Bahçeyakası gibi çevre köylerimizde yaşayan on binlerce insanımız da geçimini bu topraklardan, kaynaklardan sağlamaktadır.
“DÖNÜLEMEZ ZARARLAR VERECEKTİR”
2004 yılından beri köyümüze kurulmak istenen çimento fabrikası insanlarımızın ve tüm canlıların sağlığını tehdit etmekle birlikte tüm bu geçim kaynaklarımızın yok olmasına sebep olacaktır. Fabrikanın yapılması planlanan bölgede bulunan iki sulama barajından çevre köylerde sulu tarım yapılmaktadır. Bu proje yöremizin geçim kaynaklarına, tarıma geri dönülemez zararlar verecektir.
“MUĞLA’MIZA ÇİMENTO FABRİKASI YAPILAMAZ”
ABD’nin ve AB’nin neo-liberal ekonomi politikaları ve emperyal tarım politikaları nedeniyle tütün üretiminin kısıtlanması sonucu zeytin tarımına yönelmiştir. Yöremize özgü yerli Memecik türü zeytinimiz ve zeytinyağlarımız birçok ulusal ve uluslararası etkinliklerde Kalite Başarı Ödülleri kazanmıştır. Ülkemizin en sağlıklı zeytinyağları Muğla’mızdan ve Güney Ege’de yetiştirilmektedir. Projenin çevresindeki onlarca köyümüz zeytin ve zeytinyağı üretiminden önemli gelirler elde etmektedir. Fransa, Almanya, İtalya, İspanya ve diğer AB ülkeleri doğa ve canlı sağlığına, tarıma ve hayvancılığa önlenemez zararları kanıtlanmış olan çimento fabrikalarını kapatıp Afrika ve Ortadoğu ülkelerine kurmaktadırlar. Köylerimizin ortasına kurulmak istenen çimento fabrikası projesi de çok uluslu bir çimento kartelinin girişimidir. Ve bu çimento şirketinin girişimi Avrupa’nın söktüğü, çöpe attığı, başka ülkelere taşıdığı projelerden biridir. Zeytincilik kanunun 20. maddesine göre ‘Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az üç km mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez.’ şeklinde ifade edilmektedir. Bu kanunda da belirtildiğine göre yöremize hatta tüm Muğla sınırları içerisine kesinlikle çimento fabrikası yapılamaz. Şirketin onay aldığı ÇED raporu bilimsel verilere uygun değildir. Ayrıca yukarıda belirttiğimiz üzere kanunlara da aykırıdır.
“NEDEN KARŞI OLDUĞUMUZU BİLİMSEL VERİLER İLE ANLATTIK”
2006 yılında da şirketin ADO-ÇİM adıyla aldığı ÇED OLUMLU RAPORU açtığımız davaları kazanmamız sonucu iptal edilmiştir. Firma 2010 yılında ismini değiştirerek MUĞLA ÇİMENTO adıyla yeniden ÇED raporu hazırlatmış ve halk katılım toplantısını Deştin’de yapması gerekirken yöre halkının bilimsel ve hukuksal tepkisini azaltmak için Bayır’da düzenlemiştir. Bu toplantıya çevre köylerimizle birlikte katılarak fabrikanın sağlığımıza, ormanlarımıza topraklarımıza, arıcılığa, tarım ve hayvancılığa zararlarını özellikle köylü kadınlarımız anlatmışlardır. Çimento fabrikasına neden karşı olduğumuzu bilimsel verilerle anlattık. Ancak halkın tepkisine rağmen bu rapor 2014 yılında ilgili bakanlık tarafından onaylanmış, ilgili kurumlar ve belediyeler tarafından raporun onaylandığı bilgisi gizlenerek Tarım ve Sulama Kooperatiflerimizin dava açması engellenmiştir. Şirketin faaliyetleri Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ve Belediyeler tarafından halktan gizlenerek hukuki hakların kullanılması engellenmiştir.
“ARICILIĞIN YOK OLMASINA SEBEP OLACAKTIR”
Ülkemizde geçtiğimiz yaz etkili olan orman yangınları sonucu birçok hayvan ve bitki türü zarara uğramıştır. Bu yangınlar sonucu dünya çam balı üretiminin yüzde 90’ının yapıldığı Muğla’mızdaki kızılçam ormanlarımız büyük zararlar görmüş ve arıcılığı tehdit bir durum ortaya çıkmıştır. Bu projenin gerçekleştirilmesi yöre halkının geçim kaynaklarından biri olan arıcılığın yok olmasına sebep olacaktır.
“FİİLİ VE HUKUKİ MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Yukarıda bahsettiğimiz tüm bu nedenlerden dolayı ve yöre halkının yaşam alanına tehdit oluşturmasından kaynaklı bu projenin gerçekleştirilmesine karşı tüm köylülerimizde birlikte her türlü fiili ve hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz.”
