İztuzu’nda bina, yapılaşmanın kapısını açar
Çevreciler, İztuzu Sahilinde yapılmak istenen Deniz Kaplumbağası Bakım Merkezi ve Günübirlik Rekreasyon Alanına tepki gösterdi.
Ortaca’da, birinci derece koruma alanı olan İztuzu kumsalına Deniz Kaplumbağası Bakım Merkezi ve Günübirlik Rekreasyon Alanı yapılmak istenmesine çevreciler tepki gösterdi.
İztuzu Kumsalını Kurtarma Platformu (İKUP) öncülüğünde gerçekleştirilen basın açıklamasına çok sayıda sivil toplum kuruluşu ve vatandaş destek verdi. Ellerinde İztuzu Sahili’nde yapılaşmaya karşı çıkan çeşitli pankartlar taşıyan vatandaşlar projenin yerinin yanlış olduğunu vurguladı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Deniz Kaplumbağaları Araştırma, Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi (DEKAMER), 6 yıl önce kumsalda yapılmak istenmesi sebebiyle halkın karşı çıkıp tepki gösterdiği deniz kaplumbağası hastanesi projesini ekolojik tasarım adıyla yeniden gündeme getirdi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı “İztuzu Ekolojik Tasarım Yarışması” sonuçlarını yayınladı. Sonuçların yayınlanmasının ardından İztuzu Sahili’nin yapılaşmaya açılabileceğinden endişe duyan çok sayıda çevreci sahilde bir araya geldi.
– “Proje iyi, ancak yeri hatalı”
Dalyan Turizm Kültür ve Çevre Koruma Derneği üyesi ve İKUP dönem sözcüsü Murat Demirci, basın açıklamasında, İztuzu’nda yapılmak istenenin ileriye dönük yanlış bir adım olduğunu öne sürdü.
Projenin kumsalda yapılaşmanın ilk adımı olacağını söyleyen Demirci; “Yarışmada birinci seçildi. Bir sonraki adım, birinci seçilen projenin, veya dereceye giren diğer projelerden birinin uygulamasını yapmak, yani yeni bir deniz kaplumbağası merkezi inşa etmek. Bozulmamış doğasıyla dünyada ün salmış İztuzu kumsalına 30-40 kişinin konaklamasına uygun, bin metrekare kapalı alanlı devasa bir merkez, deniz kaplumbağalarını koruma adına. Defalarca dile getirdik, basın açıklaması yaptık, mektup yazdık, telefonla görüştük, mimarlara duyurduk ve dedik ki; İztuzu’nda yapılmak istenen, ileriye dönük yanlış bir adımdır. Her ne amaç ve ekolojik mimari tasarımla yapılırsa yapılsın, bu hareket kumsalda yapılaşmanın ilk adımı olacaktır ve tüm bunlar kanun ve uluslararası sözleşmelere aykırı yapılmaktadır. Proje iyi, ancak yeri hatalı. Gelin bunu İztuzu dışında yapalım.” diye konuştu.
Yapılmak istenen binanın bölgede uygun yaşam alanı bulmuş tüm türlen için tehlikeli olduğunu ifade eden Murat Demirci; 30 yıl önce, bu kumsala yapılmak istenen otelden vazgeçilmiş, yerel halk da yazlık ahşap barakalarından vazgeçmişti, hepsi Carettalar içindi. Şimdi aynı Carettalar için aynı kumsalda bin metrekarelik, 2 katlı, devasa bir merkez yapılmak isteniyor. 30 yıl önce oteli isteyen bir işadamıydı ve projesinden vazgeçmişti. Şimdikini isteyen bir profesör ve vazgeçmiyor. Hem de kumsaldaki Carettaları korumakla görevli bir profesör. 30 yıl önceki, bir binaydı; kumsalda ışık, ses ve yoğun kullanım yaratacak bir binaydı; şimdiki de öyle. Carettalar için ve profesörün aynı bölgede koruma çalışması yaptığı nesli tehdit veya tehlike altında olması sebebiyle koruma altına alınan su samurları ve Likya kara semenderleri için, bölgede uygun yaşam alanı bulmuş tüm kuşlar için, her ikisi de bina. Şekli de umurlarında değil.” dedi.
– “6 yıl önce yine yapılmak istenmişti”
Projenin 6 yıl önce yine gerçekleştirilmek istendiğini ve yöre halkının tepkisi üzerine vazgeçildiğini hatırlatan Demirci; “Çevreyi korumak birinci önceliği olması gereken DEKAMER’in bundan tam 6 yıl önce aynı hevesle buraya hastane yapma girişimi vardı ve bu, İKUP’un düzenlediği ve toplamda 50 bine yakın destekçiyle sonuçlanan imza kampanyalarının da etkisiyle durdurulmuştu. Proje, 6 yıl aradan sonra bu sefer “ekolojik tasarım yarışması” adı altında karşımıza çıkıyor ve görüyoruz ki DEKAMER tekrar aynı rüyaya dalmış, ısrarla, kendisinin de varlık sebebi İztuzu’na hastane yapacak…Bu, dün de akıl tutulmasıydı, şimdi de öyle. 1988’de kara tarafına yapılmak istenen otelle birlikte başlayan İztuzu’ndaki çevre hareketini hala sürdürmek zorunda kalmamız ne acı. Bu girişime, yeri İztuzu’nda olduğu için karşı çıkıyoruz. DEKAMER’in İztuzu rüyası gerçekleşecek diye bize kabusu yaşatmalarına karşı çıkıyoruz.” şeklinde konuştu.
– “Ulusal ve uluslararası kanun ve sözleşmelere aykırı”
Hastanenin İztuzu’nda yapılmasının önünde ciddi sorunlar olduğunu ileri süren Demirci; “Ulusal ve uluslararası kanun ve sözleşmelere aykırı olması; İztuzu Gölü ve kumsalın kıyısında ve İztuzu ormanında başlayacak yapılaşmanın o alan ve çevresindeki ekosistemi tahrip etmesi, İztuzu Gölü’nün kirletilmesi ve bu suyun duşlarda kullanılmasıyla çevre ve halk sağlığının tehdit edilmesi, ve yapılaşmanın İztuzu gibi çok önemli bir yuvalama alanında ses ve ışık kirliliğine yol açması bunların başında geliyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve DEKAMER’in birinci derece koruma alanı olan bir kumsala deniz kaplumbağası hastanesi yapmak istemesini ve bu konudaki sorunlara rağmen bunda ısrar etmesini anlayamıyor ve bunu kabul edemiyoruz. Öte yandan, yarışma da bizim açımızdan sorunlu; duyuyoruz ki, mimarlar da memnun değil. Deniz kaplumbağası hastanesinin İztuzu dışında, atık su ve katı atık yönetimi ve pek çok açıdan daha uygun bir yerde yapılması başta olmak üzere değiştirilmesini önerdiğimiz konular yarışma şartnamesinde dikkate alınmadı. Yerel halk ve STK’lar ısrarla sürece dahil edilmedi. Her ne kadar bunun sadece bir fikir yarışması olduğu söylense de, yarışma kurulunun dereceye giren projelerden birinin uygulanmasına karar verme yetkisi var. Yarışma, Mimarlar Odası’nca uygun bulunmuyor, çünkü, diğer yarışmaların aksine, katılımcının Mimarlar Odası’na kayıtlı olma şartı aranmadı. 5 kişiden oluşan asil jürinin sadece ikisi mimar; danışman, jüri ve raportörlerden oluşan 13 kişilik yarışma heyetinin sadece dördü mimar. Yarışmada, süre aşımları, oyalamalar, sürecin duraklatılması, habersizce geri başlatılması, şartnamenin defalarca değiştirilmesi, kötü ve eksik iletişim ve yönetim konularında şikayetler var. Merak ediyoruz, Bakanlık ve DEKAMER doğal özellikleriyle ün salmış İztuzu’nda yapılaşmanın kapısını açan kişi ve kurum olarak anılmalarına sebep olacak böylesine sorunlu bir yarışmayı neden düzenliyor. Ekolojik kelimesini nasıl tanımlıyor bu kurumlar. Kablumbağa tanklarındaki atık suyun deşarj edilmesiyle İztuzu Gölünün kirletilmesi ekolojik midir. Deniz kaplumbağalarından çok daha fazla ender bulunan ve nesli tehdit altında olması sebebiyle yine koruma altındaki Likya kara semenderinin yaşam alanı olan İztuzu ormanına bina inşa etmek ekolojik midir. İnşa edeceğiniz binanın kıyı kanununa, uluslararası sözleşmelere aykırı olması ekolojik” midir. Bir taraftan Kaunos antik kentini UNESCO Dünya Mirasına aday yaparken, diğer taraftan Kaunos Antik Tuzlasının yer aldığı ve arkeolojik sit alanı ilan ettiğimiz İztuzu Gölü kıyısına bu binayı dikmek ekolojik midir. Dünyada denizden uzak konumlu bir çok denizkaplumbağası merkezi örneği varken, ‘merkez deniz kenarında olmalı’ ısrarı ekolojik midir.” ifadelerini kullandı.
“Gelecek nesillere el değmemiş bir İztuzu bırakmak için uğraşıyoruz”
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a seslendiklerini dile getiren Demirci, sözlerini şöyle sürdürdü; “Hepimiz gönüllüyüz, siyasi-maddi-ticari hedefimiz ve beklentimiz yok; sadece gelecek nesillere el değmemiş bir İztuzu bırakmak için uğraşıyoruz. 30 yıl önce otel projesi neden iptal edildiyse, binlerce Dalyanlı neden barakalarını kaldırdıysa, Dekamer binası da aynı sebeplerden dolayı İztuzu’na yapılmamalı. Bundan 100 yıl sonra keşke dememek için, bugünden İztuzu’nun geleceğini olumsuz etkileyecek ve yapılaşmanın kapısını açacak bu girişimi lütfen iptal edin. Projeyi İztuzu dışında, kanunlara uygun bir yerde, örneğin Dalyan’da yapalım. İztuzu’nun “ekolojik tasarım”a ihtiyacı yok; onu koruyan kanunlara uyalım ve rahat bırakalım yeter. Yerel halk olarak sizden bunu bekliyoruz.”